Kestel Bayan Masöz Hizmetleri Esra
Kestel Bayan Masöz
Kestel Bayan Masöz Milan’da yasaya uygun giyinmemiş bir fahişeye rastlayan birey, oracıkta kadını soyma hakkına sahipti. Bazı Fransa şehirlerinde yerel polisler uygunsuz giyinen fahişelerin kıyafetlerine takılarıyla birlikte el koyup satıyor, gelirin bir kısmını da kendileri alıyorlardı. Aynı şey, fahişelerin “iyi ve soylu hanımlar ve küçük hanımlar” benzer biçimde giyinmelerinin yasak olduğu ve yasaların özellikle “bayağı iffetsiz hanımların” kürk veya “asil astarı” giymesini yasakladığı Londra için de geçerliydi. Polis, bu renkli kapüşonlara ve kürklere el koyuyordu. Resmi genelevde çalışan fahişeler sokak hanımlarından daha iyi yaşıyorlardı ama yasal hakları azdı. Mantua’da müdavimi olduğu bir fahişe tarafınca geri çevrilen bir adam, zorla kadına haiz olmaya kalktı. Kadın tecavüze girişim ettiği için adama dava açabilir miydi? Yargıçlara nazaran açamazdı. Bedenini satılığa çıkardığı için tecavüze uğrama gerekçesine sığınamazdı. Başka bir vakada bir satın alan, bir fahişeyi elde etmek için hanımın evinin kapısını kırmıştı. Insanın ardından gelen bir grup hırsız da kadının eşyalarını çalmışlardı.
Kestel Bayan Masöz
Kestel Bayan Masöz Kapıyı kıran adam hırsızlıktan sorumlu tutuldu mu? Gene, hayır. Hakimler, şehvetin haneye saldırıü haklı çıkardığı hükmüne varmışlardı ve adam başkalarının daha sonra yapmış olduklarından görevli tutulamazdı. Yine de bir fahişe verdiği hizmetten ötürü makul bir maaş talep etme ve alma hakkına sahipti, tabii sattığı şey konusunda dürüst olduğu müddetçe. Kendini olduğundan daha genç veya daha güzel gösterse bile ancak normalde hak ettiği parayı almasına izin veriliyordu; aradaki fark müşterinin yanına kâr kalıyordu. Eğer satın alan, fahişenin kendisine hizmet etmesini sağlayacak ve işini bitirdikten sonrasında para vermeden çıkacak kadar kurnazsa, hanım şansına küssündü; mahkemeler onun iddialarını dinlemezdi.
Hukuk nazarında para hiçbir süre fahişeliğin anahtar öğesi olmadı. Fahişe çoğu zaman “pek çok insanın zevkine amade, önüne gelenle yatan hanım” olarak tanım ediliyordu. Sorun şuydu: Bir hanımın fahişe sayılması için kaç erkekle yatmış olması gerekirdi? Bazı yetkililer beş tanesini kafi görürken, ötekiler arasında iki diyen de vardı, yirmi bin diyen de. Mahalli hukuk yada âdetlerdeki farklılık ne olursa olsun, meziyeti satılmak olan bir hanım ile basit elde edilebilir bir kadın içinde fark yoktu. Her ikisinin de yasal ve sosyal konumu savunmasızdı. Çok sayıda rahibenin, özellikle manastıra kapatılmış olanların, namus yeminlerine hiç sadık kalmamalarına şaşmamak gerek.
Son yorumlar