Kestel Masaj Salonu Masöz Şule
Kestel Masaj Salonu
Gözü boşalan kadehinde, bir süre suskun kaldı. Göz ucuyla onu izliyordum. Boynuzlarını birden bana uzatmasından korkuyordum. “İşimize erişince,” dedi ağır ağır. “Kaygıya kapılmayın, Rainier. Avukatlarıma çok iyi para öderim: Onlar da ağırdan alarak, önemli işler yapıyormuş havası atarlar.” Kleindienst’le, yalnızca sizin garantinizi almış olduğum için antak kalma imzalıyorum.” “Onunla o anlaşmayı, geminizi karaya oturttuğunuz için, elinizden başka bir şey gelmediği için imzalıyorsunuz. Ne var ki ben size söz verdim. Doğal bu arada canıma kıymaya kalkmazsam sessizce güldü. Ben bir martini daha içtim. Daha sonrasında büroya giderek Jean-Pierre’in karşısına, ziyaretçi koltuklarından birine oturdum. Yüz kaslarım denetimimin dışına çıkmıştı, yüz çizgilerimin ağırlaştığım, Kestel Masaj Salonu
Kestel Masaj Salonu
“Ne var ki intihar benim tarzım değil. Benim tarzım sonuna kadar gitmek, meyveyi çekirdeğine kadar dişlemek. Dolayısıyla, kaygılanmayın. Mektup bugünlerde elinize geçecek. İşte bu kadar, ben kaçıyorum. Kız arkadaşım sabırsızlanıyor. Çok yüreklisiniz…” neden yürekli olduğumu söylemedi. Haydi eyvallah. Daha sık görüşmeliyiz. Bu arada, onlara Bologna’da ne yaptığımı biliyor musunuz? Bununla birlikte komünist bir belediye yönetiminde ve bırakım sürerken?” Yüzü aydınlandı ve birden çocuk sayılabilecek kadar gençleşti. Dalgalı sarı saçlarına düşen aklar bile azaldı sanki. Kestel Masaj Salonu “Ciao, Jim. Fransızcayı hakikaten kusursuz konuşuyorsunuz.” “Elimden geleni yapıyorum.” Gitti, elleri cebinde, hafifçe öne eğilmiş, stadyum tanrılarının hafif adımlarıyla uzaklaştı.
“sınıf savaşı öyküleriyle, politikalarıyla ve gevezelikleriyle kafamı şişiriyorlardı… Ben de tuttum, iki İtalyan prensi, iki marki, birkaç da kontesle beraber -onları biraraya getirmek için dünyamn parasını ödedim, çünkü korkudan ödleri boklarına karışıyordu- bir gosteri düzenledim. Bologna’daki küçük bir sokağın iki yanma, Kestel Masaj Salonu ‘dikkat yol çalışması vardır’ levhaları koyduk, bizler takım elbiselerimizle, kadınlar da gece kıyafetleriyle, başımızda bir metrdotel, yolun ortasına oturup havyarlı, sülünlü bir güzel piknik yaptık. Büyük bir gürültü koptu. Hâlâ aleyhimize şov yapıyorlar. Geceyi nezarethanede geçirdik. Faşist kışkırtması, anlıyorsunuz. Bok herifler, benim yapmak istediğim yalnızca atmosferi biraz yumuşatmak, işin içine biraz keyif katmaktı. Ama kim anlamış olur! Haydi, gene görüşürüz, dostum.”
Son yorumlar