Kestel Mutlu Sonlu Masöz

Chris, “O sana saygı duyuyor” diye atılıyor. “Seni dinleyecektir.” Yere bakıyor, sonrasında ani bir öfkeyle Nate’e dikiyor gözlerini. “Bana hiç saygısı yok.” Elizabeth’in kendisine saygı beslediğini şimdiye dek Nate de bilmiyordu. Hoş, buna inandığı da yok ya. Elizabeth’in Chris’e karşı kullandığı bir manevra olsa gerek bu. Chris’in aklı iyice karışık olduğu için Kestel Mutlu Sonlu Masöz anlayamıyor besbelli.Chris, kavgacı bir tavırla, “Sö yle ona” diye devam ediyor. “Benimle yaşamalı. Onunla evlenmek isterim. So şekilde ona, bunu yapmak zorunda.”

Nate Sapık diye dü şü nü yor. Bu çok sapıkça bir şey. Chris Nate’in kendi karısına başka bir insanla kaçmasını buyuracağını mı sanıyor gerçekten? “Haline bakılırsa, sana bir içki gerek” diyor. “İçeri gel.” Chris ardında, koridorun yarısına vardığında, Elizabeth’in ricasını anımsıyor birden: Onu evin içine sokma. Nate şimdi anlıyor ki bu soğuk bir arzu değil, bir ricaydı. Elizabeth Chris’i terk etmemişti, firar etmiştı yalnızca, çü nkü Chris’ten korkuyordu. Elizabeth’in kendi gü venliğinden korkması için, kim bilir neler oldu aralarında?

Kestel Mutlu Sonlu Masöz

Chris’in ona saldıracağından, onu dö veceğinden korkuyor anlaşılan. O pençelerin içinde Elizabeth’in düşsel; o koca yumrukların altında hırpalanan, güçsüz, sızlayan bembeyaz bedeni. Tüm bunlar yalnızca bir an için erotik. Nate’in ensesi karıncalanıyor. Mutfağa doğru seğirtiyor, orada bıçaklar, kebap şişleri var. Sonrasında ansızın oturma odasına dönüyor, “Scotch mu?” diye soruyor. Chris hiçbir şey sö ylemiyor. Kapıya dayanmış, gü lü msü yor: Bir sıçan gü lü msemesi bu; dudağı sararmış dişlerinin ü zerinde yukarı doğru kıvrılmış.

Nate ona sırtım dö nü p mutfağa gitmeyi gö ze alamıyor; geri geri gitmesi de derhal hemen olanaksız. Gö zlerinin ö nü nde bir gece sineması senaryosu beliriyor: Nate, başına pirinç bir şamdanla yahut Elizabeth’in ağır kâselerinden biriyle vurulmuş, holü n orada şuursiz yatıyor… Çocuklar kaçırılmış, Chris’iniki odalı ininde rehin tutuluyorlar… Bu arada Chris, Operadaki Hayalet gibi, kamburunu çıkararaktan satranç tahtasına eğbilimselş. Kapılardan polis megafonu duyuluyor… Elizabeth, çırılçıplak, çü rü k çarık içinde bir hendeğe atılmış, yatak çarşafı boynuna dolanmış. Bü tü n bu tarz şeylerin önüne geçebilirdi, hepsi onun hatasıydı, eğer…